İslam dini sevgi ve şefkati temel alan, barışa
çağıran, Allah’a karşı mutlak samimiyet ve dürüstlük içinde yaşanmayı
teşvik eden bir dindir. Dolayısıyla İslam dinini yaşayacak bir kimsenin
severek ve isteyerek Müslüman olması, Allah’ın emir ve tavsiyelerini
canı gönülden, kendi vicdani kanaati ile yerine getirmesi çok önemlidir.
Müslümanlar Allah’ın “ma’rufu emret, münkerden sakındır” (Lokman
Suresi, 17) emri gereği, iyiliği emredip kötülükten sakındırırlar ve
insanları güzel sözle Allah’ın yoluna davet ederler. Ancak müminler
hidayeti verenin Allah olduğunu bilirler (Kasas Suresi, 56) ve insanlara
doğruyu anlattıktan sonra kişileri seçimlerinde özgür bırakırlar. Bunun
aksini düşünmek de mümkün değildir. Çünkü bir kimseyi zorla, tehditle,
baskı ile Müslüman yapmaya çalışmak, öncelikle İslam dininin özüne
aykırıdır. Rabbimiz Kuran’da şöyle buyurmaktadır:
Bu bakımdan, İslam dinine göre yaşamayı bir kişiye
dayatma olarak sunan bir kimse, öncelikle Kuran’a aykırı bir tutum
izlemiş olur. İslam dininde zorlama olmamasının çok önemli bir hikmeti
vardır. İslam “teslimiyet”, Müslüman da “teslim olmuş” anlamına gelir.
Bir kimsenin samimi bir kalple Allah’a yönelmesi ve Rabbimizin yolunda
gayret etmesi için, öncelikle kişinin kuşku duymadan, kesin bir bir
bilgiyle Allah’a iman etmesi gerekir. Ancak bir kişinin zorla Müslüman
olması, bu kişiyi Müslüman değil, münafık yapar. Münafıklar Allah’ın “barınma yerlerinin cehennem olacağını” (Tevbe Suresi, 73); “ateşin en alçak tabakasında” (Nisa
Suresi, 145) olacaklarını bildirdiği kimselerdir. Kuran’da münafık
zihniyeti çok detaylı tanıtılmakta ve insanlar bu samimiyetsiz din
anlayışından uzak durmaları için uyarılmaktadırlar. Örneğin;
Münafıklar Allah’a ve ahiret gününe inanmadıkları halde, inandıklarını söylerler:
Münafıklar insanlara gösteriş yaparlar; ibadetlerini isteksizce yerine getirirler:
Korku ve zorlama ile insanları Müslüman yapmaya çalışmak, İslam’ın karşı olduğu bir insan çeşidini -münafıkları- ortaya çıkarır. Dolayısıyla Allah’ın en şiddetli cehennem azabını vadettiği münafık türü insanları üreten bir sistem, münafıklığa yol açan bir anlayış İslam dininde kabul edilemez. Nitekim ahiret günü Yüce Rabbimiz insanları samimi inançlarına göre yargılayacak; ihlas sahibi müminlerle münafıkların arasını ayıracaktır.
Ayrıca bir imtihan yurdu olan dünya hayatında, her inançtan kimsenin var olacağını ve onların kaderde, bir hikmet üzerine bu şekilde yaratıldıklarını Kuran’da okumaktayız. Rabbimiz bu durumu bize şöyle bildirmektedir:
Bir başka Kuran ayetinde ise Rabbimiz Hz. Muhammed (sav)’e şöyle demesini buyurmaktadır:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder